- Dilaver CEBECİ Üstada Fatihalarla-
Bir gönül ulağı, âlem gezgini,
Aldığı selâmı yârâna verdi.
Atalardan miras kadim sezgiyi,
Ezelden ebede varana verdi.
Ardına
bakmadan düştü yollara,
Rüzgârla yarıştı, kondu dallara,
Âleme
gönülden bakan kullara,
Rüyamızı
hayra yorana verdi.
Duymadı namertler, bilmedi nâdân,
Ne şagiller gördü, ne tafra
satan,
Herkes taş atarken bize gül atan,
Dostu şefkatiyle vurana verdi.
Hain tuzakları bir bir bozarak,
Kara talihine içten kızarak,
Şahin pençesiyle ufka yazarak,
Yürekteki aşkı canana verdi.
Aştı engelleri vardı menzile,
Masmavi Türküler gelmişti dile,
Firkatin ateşi yakarken bile,
Yarasını aşkla sarana verdi.
Kovdu baykuşları kâşânelerden,
Akbabayı savdı viranelerden,
Yol yordam sorarak divânelerden,
Hakir-i pür taksir sorana verdi.
Taşkent,
Kerkük, Almatı’yı dolaştı,
Bu sevda uğruna kaç dağı aştı,
Hun Aşkı’yla uçup dosta ulaştı,
Ümit otağını kurana verdi.
Kutlu bir öfkeyle başı dumanda,
Sessiz feryadının aksi her
yanda...
Kül rengine dönen ıssız mekânda,
Küfrün zincirini kırana verdi.
Kavuran fırtına dinecek diye,
Güneş hoş yüzüyle dönecek diye,
Yürek yangınları sönecek diye,
Sığınıp İçine, zor âna verdi.
Yıldızlar Şafağa Çekilmez artık,
Dal meyveye durur bükülmez artık,
Hasat vakti gelir dökülmez artık,
Selâmı başı dik durana verdi.
Bir
gönül ulağı, yazdı kelâmı,
Türk’ü yüreğinden sorana verdi.